Saç dökülmesi kişilerin özgüvenini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir durumdur. Özellikle alopesi areata ve androgenetik alopesi en sık görülen saç dökülmesi tipleridir. Bu hastalıkların tedavisinde farklı tedavi yöntemleri mevcuttur.

Androgenetik alopesi  tedavisinde en sık kullanılan topikal minoksidilin günde iki kere kullanılması zahmetli bir uygulama olup irritasyon riski vardır. Minoksidilin ani kesilmesi tekrar saç kaybına neden olmaktadır. Sistemik antiandrojen ilaçlar yüksek yan etkilerinden dolayı pek önerilmemektedir. Oral finasterid erkek hastalarda etkinliği kanıtlanmıştır ancak kadın hastalarda kullanımı tartışmalıdır. Bu hastalıklarda medikal tedaviler her zaman etkili olmayabilir ve hastalar sürekli yeni tedavi arayışlarına girmektedir. Mezoterapi ve Trombositten Zengin Plazma (Plateletrich plasma, PRP) yöntemleri ise son yıllarda kozmetik dermatolojide giderek artan sıklıkta kullanılmaya başlanmıştır.

Mezoterapi; çok küçük ilaç dozları ile problemli bölgelere uygulanan enjeksiyon işlemidir. Kullanılan ilaçlar sıklıkla doğal bitki ekstreleri, homeopatik ajanlar, vitaminler, mineraller ve farmasötiklerdir. Mezoterapi yöntemi kozmetik dermatolojide, romatolojide, spor hekimliğinde, nörolojide kullanılmaktadır. Bu minimal invaziv işlemin en önemli avantajları küçük ilaç dozlarında tedavi etmek ve ilaçların sistemik yan etkilerinden korunmaktır. Saç dökülme tedavilerinde dökülme tipi ne olursa olsun tedavi protokolü genellikle aynıdır. Saçlı deride yapılan çok sayıda cilt içi enjeksiyonlar şeklinde uygulanır. İlk 4 hafta için haftada 1 seans uygulama ile başlanır ve ardından aylık idame tedaviler önerilir. İdame tedavi sayısı olgudan olguya değişkenlik gösterebilir. Saçlı deriye yapılan mezoterapilerin yan etkileri genellikle tolere edilebilen yan etkilerdir. Baş ağrısı, kaşıntı ve eritem sık görülen yan etkilerdir ve birkaç gün içinde geçer. Yanlış enjeksiyon tekniği ya da uygun olmayan koşullarda yapılan mezoterapi uygulamalarına bağlı enfeksiyonlar, yabancı cisim granülomu, ülserler, skar oluşumu görülebilir. Kullanılan ilaçlara bağlı aşırı duyarlılık reaksiyonu da nadir komplikasyonlar arasındadır.

Trombositten zengin plazma (PRP, platelet-rich plasma), plazmanın küçük hacmi içinde konsantrasyonu artmış trombosit anlamına gelmektedir. PRP trombositlerden salınan ve yara iyileşmesinde görevli protein yapıda birçok büyüme faktörü içerir. Trombosit-derive büyüme faktörünün (PDGF) yara iyileşmesi, damar oluşumu ve doku yenilenmesindeki etkilerinin keşfedilmesi sonucu bu tedavi modeli önem kazanmaya başlamıştır. Trombositten zengin plazma, yüksek oranda yoğunlaştırılmış trombositleri içerir. Bu büyüme faktörlerinden oluşan kokteyl, doku tamiri ve yenilenmesine neden olmaktadır. Aktive PRP, birçok moleküler mekanizma yoluyla kıl folikülünde bulunan kök hücrelerin çoğalması ve farklılaştırmasını sağlamaktadır. PRP, mezoterapi tekniği ile androgenetik alopesi tedavisinde kombine olarak da kullanılabilir. Tedavi sonunda kıl çapı ve kıl yoğunluğunda gözle görülür bir artış olduğu saptanmıştır.

Genel olarak bakıldığında, mezoterapi ve PRP uygulamasının androgenetik alopeside saç yoğunluğu ve kalitesini arttırdığı söylenebilir. Minimal invazif ve güvenilir bir işlem olması nedeniyle mezoterapi ve PRP uygulamaları androgenetik alopeside giderek daha sık tercih edilmektedir. Bununla beraber uygulama sayısı ve sıklığı, santrifüj yöntemleri, enjeksiyon bölgeleri, enjeksiyon derinliği ve her seansta verilmesi gereken tedavi miktarı ile ilgili standart protokoller bulunmaması nedeniyle saç ekimine üstün bir tedavi olarak değerlendirilemez.